Sürdürülebilirlik, geniş bir yelpazede gündemlerin ve standartların içine hedef veya gereklilik olarak girmiş durumda – Kurumsal Sosyal Sorumluluk (CSR - Corporate Social Responsibility) ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SDG - Sustainable Development Goals) ile birlikte AB Yeşil Mutabakatı ve bu kapsamda geliştirilen Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Direktifi (CSDDD) ve AB Ormansızlaşma Yönetmeliği (EUDR) bu alandaki en bilinen kavramlar arasında yer alıyor. Bu gibi durumlarda sürdürülebilirlik, yalnızca bir yasal çerçeveden ibaret değildir – geleceğe dayanıklı iş yapmanın temel ilkesidir.
Avusturyalı şirketler – çoğu zaman kuşaklar boyunca – ekonomik, ekolojik ve sosyal unsurlar arasında başarılı bir denge kurmanın mümkün olduğunu gösteriyor. Bu temelde sürdürülebilirliğin uygulanması, inovasyonun, rekabet gücünün ve toplumsal ilerlemenin itici gücü hâline gelebiliyor. Böylece kaynak dostu, dirençli ve geleceğe hazır bir ekonominin şekillenmesine aktif olarak katkı sağlıyorlar – sorumlu iş yapmak ve uzun vadeli ortaklıklar kurmak isteyen herkes, Avusturya’da güvenilir iş ortakları bulacaktır.
Sürdürülebilir iş modelleri yalnızca çevreyi ve iklimi korumakla sınırlı değildir; aynı zamanda insanların nasıl muamele gördüğünü belirler ve şirketlerin uzun vadeli ekonomik düşüncesinin bir parçasıdır. Yalnızca adil çalışma koşulları, eğitim ve yetkinlik geliştirme fırsatları, aile dostu yapılar ve bölgesel katma değer yaratımı sayesinde bugünden başlayarak gelecek nesiller için de ekonomik ve sosyal ilerleme adına sağlam bir temel oluşturulabilir.
Kaynakların tasarruflu kullanımı bu noktada başarının kilit faktörlerinden biridir. Bu nedenle döngüsel ekonomi, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ve düşük emisyonlu üretim süreçleri Avusturya’da yaygın şekilde uygulanmaktadır. Firmaların büyük çoğunluğu, değer zincirinin tamamında sorumlu kaynak yönetimi, enerji verimliliği sağlayan teknolojiler ve sürdürülebilir inovasyonlara büyük önem vermektedir.
Sürdürülebilirliğin getirdiği avantajlar yalnızca ekolojik değildir; bütüncül düşünme biçimi, ticari anlamda da önemli faydalar sağlar – örneğin yeni yükümlülüklere, dalgalı piyasalara ve küresel zorluklara daha iyi hazırlık imkânı sunarak ekonomik dayanıklılığı artırır.
Bu yaklaşımı sayesinde Avusturya, yalnızca gelecekteki gelişmelere tepki veren değil, aynı zamanda onları aktif ve olumlu biçimde şekillendiren bir pazar olarak uluslararası yatırımcılar ve iş birliği ortakları için önemli bir fırsat sunmaktadır.
Yeşil teknoloji (#greentechaustria), akıllı üretim, turizm, teknoloji ve yaratıcı sektörlerden seçilen beş firma, Avusturya’da sürdürülebilirliğin nasıl farklı şekillerde uygulandığına dair ilk izlenimi vermek üzere titizlikle seçilmiştir.
Dünya Expo’ları, ülkelerin, bölgelerin ve kuruluşların bir araya gelerek geleceğin kritik küresel sorunları üzerine düşünme, uluslararası bağlantılar kurma ve birbirlerinden öğrenme fırsatı buldukları benzersiz vitrinlerdir.
Bu yıl Japonya’nın Osaka, Kansai bölgesinde düzenlenen Expo, “Yaşamlarımız İçin Geleceğin Toplumunu Tasarlamak” mottosuyla, geleceği sorumlulukla şekillendirmeye odaklanıyor.
Avusturya ise “Geleceği Bestelemek” temasıyla bu çağrıya yanıt veriyor; sanat, kültür, inovasyon ve ticaret arasında yaratıcı bir köprü kuruyor. Avusturya Pavyonu’nda sürdürülebilir girişimciliğe geniş bir alan ayrılmış durumda. Burada, girişimciliğin ekolojik ve sosyal sorumlulukla uyum içinde geleceği nasıl aktif bir şekilde şekillendirebileceğini gösteren vizyoner şirketlerle tanışacaksınız – herkes için ve hepimizin yaşamı için.